Eğitimde fırsat eşitliği her bireyin yaşadığı ülkeye, ekonomik durumuna, cinsiyetine veya diğer faktörlere bağlı olmaksızın eşit bir şekilde erişebildiği kaliteli bir eğitim sisteminin sağlanması anlamına geliyor.
“Her öğrenci eğitim alma hakkına sahiptir ve bu hak hiçbir şekilde sınırlandırılmamalıdır.” Eğitimde fırsat eşitliği kavramı ise işte tam da bu noktaya değiniyor. Bu kavram, insanların farklı sosyo-ekonomik arka planlara sahip olmaları nedeniyle eğitime erişim konusunda yaşanan adaletsizliği gidermek amacıyla ortaya çıkmıştır.
Eğitim, bireylerin en temel haklarından biri olması gerekirken, bunun eşit olup olmadığını tartışmak aslında ne kadar üzücü. Ne yazık ki dünya genelinde hala eğitimde aynı kaliteyi bulamayan çok fazla çocuk, genç ve yetişkin birey var. Özellikle düşük gelirli toplumlarda bu durumun daha net bir şekilde ortaya çıktığını gözlemliyoruz.
Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için atılan ilk adım ise okul öncesi eğitim.
Bir çocuğu fidan olarak düşünürsek bu tohumların atıldığı en önemli evre olan okul öncesi eğitim; 0-6 yaş çocukların sosyal becerilerinin geliştirdiği en önemli dönem. Çocukların ileri yaşlarda başarılı birer birey olmaları için temel hazırlığın bir diğer deyişle okul öncesi eğitim imkanlarının tüm çocuklara eşit şekilde sunulması ve bu eşit imkanlardan faydalanmasına ortam sağlanması gerekiyor. Eşit imkanlara ulaşamayan çocuklar içinse bu konuda farkındalık yaratmak ve bu sorunu çözmeye yönelik projeler gerçekleştirmek mümkün.
Eğitimde fırsat eşitliği için bir diğer önemli konu ise teknoloji kullanımı. Teknoloji, öğrencilerin öğrenme sürecine farklı bir boyut kazandırıyor. Çevrimiçi eğitim, dijital kaynaklar ve öğretim materyalleri öğrencilere daha fazla kaynak sunarken, öğrenme sürecini geliştirme noktasında da oldukça önemli. Öğrencilere teknolojiye erişim imkanı sağlamak, eğitimde fırsat eşitliği açısından önemle üzerinde durulması gereken bir nokta.
Geleceğimizin aydınlık yüzü çocuklarımızın eğitimini her anlamda desteklemek ve önlerini açmak toplumların en öncelikli vazifelerinden biri olmalıdır.
“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.” diyen Mustafa Kemal Atatürk, yetişmekte olan nesillere güveniyor ve her birinin ülkemizin aydınlık yüzleri, gelecekleri olduğuna inanıyordu.
Aslında bu bilinci çok da uzaklarda aramamak gerekli. Dünya üzerinde çocuklarına bayram armağan eden başka hangi millet var ki? Ulu Önderimiz, 23 Nisan’ı dünya çocuklarına hediye ederken aynı zamanda bu bayramı bütün dünya ile paylaşan tek lider olarak tarihe adını yazdırdı. Bu değeri korurken hem birey hem de toplum olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz.
Bu konuda hali hazırda yürütülen ve kapsamı dünyayı aşan bağış kampanyalarına destek verebilir; ilgili kurum, kuruluş ve STK’ların gerçekleştirdiği projelere katılarak gönüllülük esasına dayanan çalışmalarda yer alabilirsiniz.
FDN Grubu olarak dünya üzerinde her çocuğun eşit imkanlara sahip olmasını savunuyor ve bu noktada var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.
Çünkü bizler inanıyoruz ki; “Bir çocuğu değiştirmek, dünyayı değiştirmektir.”
Gelin siz de bu değişimin öncüsü olun.